Roma Krallığı
Antik Roma döneminde Roma şehri ve topraklarının monarşi ile yönetildiği dönemdir. Efsaneye göre Roma'yı Romulus ve Remus kardeşler kurmuştur ki Roma ismi de buradan gelmektedir.
Efsane kısaca şöyledir: Roma, M.Ö. 27 Nisan 753 tarihinde Truva prensi Aeneas'ın torunları olan Romulus ve Remus adlı ikiz kardeşler tarafından kuruldu. Alba Longa'nın Latin kralı Numitor, gaddar kardeşi Amulius tarafından tahtından edilmiş ve Numitor'un kızı Rhea Silvia Romulus ve Remus'u doğurmuştu. Rhea Silvia Mars'ın tecavüzüne uğramış bir Vesta bakiresiydi ve bu da ikizleri yarı tanrı konumuna getirmişti. İkizlerin tahtı yeniden ele geçirmelerinden korkan yeni kral, Romulus ve Remus'un boğdurulmasını emretti. Dişi bir kurt (bazı anlatımlara göre bir çobanın karısı) ikizleri kurtardı ve büyüttü. İkizler yeterince büyüdüklerinde Alba Longa tahtını Numitor'a geri verdiler. Ardından kendi şehirlerini kurdular. Ancak Romulus şehrin ilk kralının kim olacağına ilişkin bir tartışmada Remus'u öldürdü. Böylece şehir Romulus'un adıyla anılmaya başlandı. Efsaneye göre şehirde kadın olmadığından Latinler Sabinleri bir festivale davet ettiler ve bakire kadınlarını çaldılar. Bu da Latinler ile Sabinlerin bütünleşmesine yol açtı.
Roma şehri Tiber nehrinin sığ bir bölümündeki yerleşimlerin gelişmesiyle ortaya çıkmıştı. Arkeolojik bulgulara göre Roma köyü muhtemelen M.Ö. 8. yüzyılda kurulmuştu ancak bu tarih M.Ö. 10. yüzyıla kadar götürülebilir. Etrüsklerin M.Ö. 7. yüzyıl sonlarında aristokrat ve monarşik bir elit kesim oluşturarak bölgede siyasi kontrol sağladıkları anlaşılmaktadır. Etrüskler M.Ö. 6. yüzyıl sonlarında bölgedeki güçlerini yitirdiler ve bu noktada Latin ve Sabin kabileleri yöneticilerin iktidarını çok daha fazla sınırlayan bir cumhuriyet oluşturarak kendi devletlerini yeniden kurdular.
Eski çağ tarihçileri, Roma krallığının başlangıcı olarak M.Ö. 753 tarihini verirler. Etrüskler, üzerinde egemenlik kurdukları Latin köylerini birleştirip Roma kentini kurarken yerli halkı kentin kurulmasında zorla çalıştırmışlar. Bu durum iki toplumun arasını açmıştır. Latin halk zamanla güçlenen aristokratları, bir bucuk yüzyıl sonra ayaklanarak M.Ö. 509 yılında Etrüsk kralını kovmuşlar ve Roma Cumhuriyeti'ni kurmuşlardır.
Halk meclisi
Romada halk bu dönemde üç sınıfa ayrılmaktadır.
Patricius
Romada aynı soydan gelen ya da geldiklerini kabul eden ve bu nedenle aynı soy adını taşıyan kişilerin oluşturdukları ailelere gens denilmekteydi gensler toplumsal ekonomik ve dini açıdan bağımsız bireylerdi. Gens mensuplarına gentilis ya da patricius denilirdi.
Pleb
O zamanın toplumunda ikinci dereceden bir yerleri olduğu genelde kabul edilmektedir. Plebler siyasal haklarından yararlanamıyorlar devletin yüksek kademelerinde görev alamıyorlar pleblerin özel hukuk alanında da bazı hakları kısıtlanmıştı. Örneğin bunlar patricius kızları ile evlenemezlerdi.
Client
Ekonomik yönden patriciuslara bağlı onlara tabi olan kişilerdi. Clientler patriciusların hizmetinde çalışırlar ve onların himayesinden yararlanırlardı. Krallığın sonlarına doğruda pleblerin sınıfına yükseldiler.
Senato (Senatus)
Yaşlılar kuruludur. Ancak patricius lar senatus uyesi olabilirlerdi kral tarafından seçilen üyelerin başlangıçta 100 olan sayısı giderek artmıştır. Kralın danışma kurulu olan senatus, onun çağrısı ile toplanırdı önemli olaylarda kralın senatusun görüşünü alması bir gelenekti.
Toplumsal sınıflar
Roma toplumunun cumhuriyet döneminde ve daha sonra ki dönemlerde şu sınıflardan oluştuğunu görüyoruz.
- 1: Köleler
- 2: Sığıntılar (vatandaşlık hakkı olmayanlar)
- 3: Vatandaşlar
Vatandaşlarda kendi aralarında iki sınıfa ayrılır
- 1: particiler (aristokratlar)
- 2: plebler (avam halkı)
Kıyafetleri
Dört köşe ve beyaz bir yün kuma sol omuzdan sağ omuza doğru inmekte ve sonra sol omuzdan çıkmaktaydı
Bu ilk roma pelerinin basit bir göstergesiydi sağ kolu serbest sol kolu ise pelerinin altında kalırdı bellerinde ise sadece ketenden sarılmış kemer görevinde bez bulunurdu.
20 Nisan 2009 Pazartesi
Roma Tarihi – Krallık Dönemi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder